RÜYA NEDİR ? NE ANLATIR ?




Rüya Nedir ? 

İnsanların uyku sırasında gördükleri şeye veya şeylere rüya denir.Arapça kökenli bir kelimedir,sözlük anlamı görünen şey demektir.Türkçe karşılığı düş tür.Rüya görmeyen insan yoktur.Sadece uyandıktan sonra bazı insanlar rüyalarını hatırlamazlar.Rüya ruh gibi çok soyut bir olaydır.


Hayatımızın yaklaşık 3/1'ni uykuda geçirmekteyiz. Bu da 60 senelik bir ömrün 20 senesi demektir. Uyku günlük çalışmalardan yorgun düşen insan bedeninin ve sinirlerinin dinlenme zamanıdır.Uyku sırasında kişinin bilinç altında düşüncelerinin özlemlerinin ya da isteklerinin bir film şeridi gibi göz önünden geçtiği varsayılır. İşte bizler bu olguya Rüya adını veriyoruz.Bilincin gizlediği tamamen sakladığı bu olgular ortaya çıkabilmek için yol aramaktadırlar. Bunlardan bazıları da Rüyalar haline girerek kendilerini göstermektedirler. Onlar rüyaları bilimsel şekilde açıklayarak hastalarını tedavi etmektedirler. Rüyalarda yaşananlar inanılmayacak kadar hızlı gelişir. Bir kaç dakikalık rüya esnasında bile çok uzun sürdüğünü sandığımız garip şaşırtıcı ve çok değişik olaylar birbirlerini izlerler. Bu nedenle Rüyada zaman kavramı oluşmaz. Ancak zaman kavramını biz uyandıktan sonra beynimizin öğretileri ve alışkanlıkları doğrultusunda saptadığımız bir anlar toplamıdır sadece. Eski çağlardan beri insanları ilgilendiren rüyalara ilkel toplumlarda çok önem verilmiştir. Rüyaların korkulan tanrılar tarafından verilen armağan veya cezalar olabileceğine inanılmıştır. Daha sonra kahinler rüyaları açıklamaya yorumlamaya başlamışlardır. İlk rüya yorumcularının ne zaman ortaya çıktıkları da belli değildir. Ancak Bâbil'in kahinlerinin büyük ün yaptıkları bilinmektedir.Zamanla belirli rüyaların anlamları da kesinleşmiştir.Eski Mısırlılar eski Yunanlılar ve Araplar rüya yorumlarıyla ilgili kitaplar yazmışlardır. 

Rüyayı İki Yönden Ele Almak Gerekli 

* İnanç açısından

- Rahmani rüyalar
- Şeytani rüyalar
- Günlük rüyalar

* Bilim açısından





Neden Rüya Görürüz ? 

Kimi araştırmacılara göre rüyalar uyku sırasında beyinde görülen etkinliklerin bir yan ürünü yalnızca; kimilerine göreyse insanların bilinçaltının kişiliklerinin geri planda kalmış yönlerinin kendine çıkış yeri bulduğu özel bir durum.Rüyalarda geçen ögelerin birçoğu sembolik bir biçimde bu bastırılmış istekleri gösteriyordu.Bu sembollerin gizli anlamlarını bulmak ve kişinin bastırılmış duygularını ortaya çıkarmaksa psikanaliz işiydi.Yani insanların yaşam biçimlerinin getirdiği kısıtlamalar sonucu kişiliklerinin ortaya koyamadıkları yönleri rüyalarda ortaya çıkıyordu.Rüyalarda geçen semboller bilinçaltından gelen zihinsel görüntülerdi ve yadsıdığımız ya da endişe duyduğumuz yönlerimizi tanımamıza ve kabullenmemize yardım ediyordu.Analistin işiyse rüyalarda geçen bu "arketip"sembolleri yorumlayarak kişinin gelişimine katkıda bulunmaktı.Doğum ölüm Ay yıldızlar kahramanlık büyü güç tanrı şeytan yaşlı bilge gibi sembollerin örnekleri rüyalarda olduğu kadar söylenenlerde peri masallarında çeşitli dinlerde de görülebiliyordu. O zamana kadar rüyaların tuhaflıklarla dolu uygunsuz duygular ve isteklerden oluşan duygu yüklü ve gerçekçilikten uzak deneyimler olduğu düşünülüyordu. Bunlardan önceki araştırmalarda genellikle küçük bir örnekler kullanılıyordu ve araştırmalara konu olan rüya raporları rüyanın sabah uyanınca anımsanabildiği kadarını yansıtıyordu.Laboratuvar ortamında REM uykusundan uyandırılan deneklerin raporlarından rüyaların konularını genellikle günlük sıradan olaylardan aldığı; rüyaların anılarımızın zihinde bir tür yeniden canlandırılması değil konu bütünlüğüne sahip öyküye benzer yeni kurgular olduğu ortaya çıkarıldı.Sanılanın aksine uykudan önce ya da uyku sırasında verilen uyarıcıların rüyaların içeriğini etkilemediği de görüldü.REM uykusundan uyandırılan insanların rüya raporları genellikle bir-iki daktilo sayfasını buluyordu.Araştırmacılar REM uykusu sırasında insanları uyandırdıklarında ve onlardan rüyalarını anlatmalarını istediklerinde REM uykusundan uyananların hemen hepsinin rüyalarını anımsadığını fark ettiler.Rüya görmediğini söyleyen insanların yalnızca sabah uyandığında rüyalarını anımsamayanlar olduğu anlaşıldı.Daha sonra araştırmacılar uykunun REM uykusu dışındaki bölümlerinde beynin üç farklı etkinlik düzeyi daha olduğunu buldular.Sonradan insanların uykunun REM uykusu dışındaki aşamalarında da rüya gördüğü anlaşıldı.1960 'lı yıllarda REM uykusunun beynin duygu ya da motivasyonlardan sorumlu bölgelerinde değil beyin sapının solunum beden ısısının ayarlanması ve kalp ritmi gibi otomatik işlevlerden sorumlu olan "pons"bölgesince kontrol edildiği anlaşıldı.Bu bulgu rüyaların isteklerle duygular ve güdülerle ilişkili olmadığı görüşünü destekliyordu.1960 'lı yıllardan sonra rüya görmenin işlevleriyle ilgili birçok fizyolojik kuram ortaya atıldı. Bugün hâlâ uykunun ve rüya görmenin işlevleri tam olarak anlaşılmış değil.Ancak rüya görmenin nörofizyolojik ve biyokimyasal temellerinin ortaya çıkarılmasına yönelik araştırmaların sonuçları psikanalistlerin rüya kuramlarının saygınlığını büyük oranda yitirmesine yol açtı.Uykusu gelen insan yatağına yatar ve gözlerini kapatır. Kısa süre sonra göz kapakları belli belirsiz titremeye başlar. İnsan o sırada uykuya dalmıştır ve rüya görmektedir. Bazen doktorlar hastalarına belirli ilaçlar verirler. Bu ilaçlar uykuyu derinleştirebilir ve rüyaları da etkileyebilir. Bu durumda rüya da görülmeyebilir. Ancak ilaç almadan uyuyan bir insan mutlaka rüya görür. Rüyalar renkli ya da siyah beyaz olabilir. İnsanların çoğu siyah beyaz rüya gördüklerini söylemektedirler. Yapılan araştırmalara göre kadınlar erkeklere göre daha renkli rüyalar görmektedirler.





Rüya Türleri :

Rüyalar genel olarak üçe ayrılmaktadırlar. Kafası yorgun devamlı bir konuyla ilgilenen kimse uyuduğunda Rüyasında karmakarışık şeyler görebilir. Veya bu insan ilgilendiği önem verdiği konuyu da görebilir. Bu tür rüyalar yorumlanmazlar. Örneğin televizyonda veya başka bir yerde heyecanlı bir sinema izleyen kişi rüyasında aynı şeyleri görebilir. Bu durum sadece etkisinde kalmaktır. Yani gerçek rüya değildir. İkinci tür kabus veya karabasan denilen rüyadır. Bunlar genellikle iyi baslar. Uyuyan kimse hoş bir olay vb. ile ilgilendiğini görür ve sonra bu rüya birden korkutucu bir hal almaya baslar. Güzel görüntü değişerek insana dehşet verir. Kabusların açıklamasını sinir doktorları ve psikanalistler yapmaktadırlar. Yani bu tür rüyalar yorumlanmazlar. Kabusları rüyada bir kez görülen korkutucu sahnelerle karıştırmamak lazımdır. Karabasan gören insan korkar. Bir ara rüyada olduğunu hissederek uyanmak ister. Bunu başaramaz. Ama uyandığını sanır ve bu sırada kabus devam eder. Her insan ömründe birkaç kez kabus görebilir. Fakat sık sık karabasan görenlerin bazı olaylar rahatsızlık vb. yüzünden sinirleri sarsılmış olabilir. Bu kimselerin doktorlarıyla konuşmaları faydalı olabilir. Üçüncü tür rüya olduğu gibi çıkandır. Böyle rüyalar çok değerlidir. Genellikle sezgisi güçlü olanlar medyumlar hemen çıkan rüyalar görürler. Örneğin insan rüyasında yıllardır rastlamadığı ahbabını görebilir. Onunla konuşabilir. Bu rüyadan kısa bir süre sonra o ahbabı karşısına çıkabilir. Buna “Gerçek Rüya” adı verilir. Böyle rüyalar görenler dikkatli davranmalıdırlar. Gördükleri şeyleri iyi değerlendirmelidirler. Dördüncü tür en sık rastlananıdır. Yani uyuyan kimse rüyasında türlü şey görür. Sabah uyandığında da bunlardan bazılarını anımsar. İşte bunlar yorumlanabilir. Rüya tabiri denilen şey dördüncü tür için gereklidir daha çok. Besinci tür rüya ise rüya içinde görülen rüyadır. Genellikle insan rüyasında gördüğü Rüyayı da yorumlar. Bu tür rüyalara da çok dikkat etmek gerekir. Çünkü böyle rüyalarda yapılan yorumun gerçekleşme oranı çok yüksektir. Altıncı tür rüyaların en ilginç sanılanıdır. Bu tekrarlanan rüyadır. İnsan aynı rüyayı sık sık görür. Örneğin rüyasında daima aynı eve girdiğini ayni sokakta durduğunu vb. görebilir. Oysa kendisi ne o evi nede sokağı bilmektedir. Fakat rüyada o ev sokak vb hiçte yabancı değildir. Veya insan devamlı olarak aynı olayı yaşayabilir. Rüyalara Bilimsel Bir Bakış Rüyalar Neleri Açıklar Rüyalar tedavi eder öğretir yön verir kehanette bulunur soruları yanıtlar bizleri geçmişe günümüze ve geleceğe bağlar bize eğlence ve zevk duygusal denge sağlar yaratıcılığı ve cinselliği teşvik eder. Rüyalarımız aracılığıyla Shakespeare'nin “Dünya bir sahnedir ve bütün kadınlar ve erkekler sadece onun oyuncularıdır” sözlerinin gerçekleştiğini görürüz.




Rüyalar Bize Nasıl Yardımcı Olur :

 İç ve diş dünyalarımız arasında çözülmez olduğuna inandığımız bir bağ olmasaydı ondan sonraki yaşamımız ve çalışmamız çok farklı olacaktı. Günlük ve uyanık haldeki kişiliğimizden daha büyük bilgeliğe sahip olan iç dünyamıza erişebilmenin yolu rüyalar ve meditasyondur. Rüyalar bir köprü bir iletişim vazifesi görür. Rüyalar tıpkı ruhumuzdan gelen bir mektup gibidir; güç bilgi yaratıcılık ve sağlık kaynağıdır. Bu zeka ile ilişkiye geçmek için psişik kahin ya da telepatik olmamız gerekmez. Gereken tek şey sezgilerimize hayalimize ve özellikle rüyalarımıza kulak vermektir. Rüyalar tanrıların dilidir ve bu anlam ve mecaz açısından zengin dil bizi uykudan yaşama uyandırmaya yöneliktir. Rüyalar ve Uyku Psikologlar artık bilinçaltının mesajlarına uyku sırasında daha kolay ulaşmaktadır. Uyuduğumuz zaman bilincin perdesinin gizlemiş olduğu bir çok şey serbest kalır. Rüyalar benliğin ya da evrenin gizli gerçeklerinden simgeler ya da doğrudan görüntüler halinde bize doğru süzülür. Rüyalarımızın gücünü kullanmaya başlamanın en basit yollarından biri kendimizi uykuya dikkatle hazırlamaktır. Rüyalar ve rüya yorumu bizi fiziki zihni duygusal ve ruhsal olarak etkiler. Bu nedenle uyku ve rüya hazırlığı bedeni zihni duyguları ruhu kapsar. Temel olarak iki tip uyku çeşidi kabul edilmiştir.Rüya görülmeyen ve Rüya görülen.Günümüzde kabaca iki ayrı uyku durumu tanımlanıyor: “ Ağır uyku ” kıpırdamaksızın sakin uyuyan insanın durumudur. “Aykırı uyku” evresi ise ağır uyku evreleri arasında ortaya çıkar ve on Dakika kadar sürer. Rüya uykunun yüzde yirmilik bir bölümünü teşkil etmektedir Bu durumda ; sekiz Saat uyuyan bir insanın uykusunun ilk saati ağır ve rüyasız geçmektedir. Bundan sonraki on dakika içinde rüya görülmekte ve sonra yine bir buçuk saat sürecek ağır uyku devresi başlatmamaktadır. Sonra yirmi dakikalık bir rüya ve yine bir buçuk saatlik ağır uyku...Uykunun bundan sonraki kısmında ise otuz dakikalık bir rüya faslı daha vardır. Nihayet yine uyku ve onu da uyanma takip eder. 


" İyi uykular tatlı rüyalar dilerim..."



Sitemap:'http://www.ruyatabiribenden.com/sitemap.xml '